- İyi misin ? Bır şey mi oldu ?
- Gittiler.
- Kim ?
- Beni yalnız bıraktılar. Beni yalnız bırakıp, yemeğe gittiler.
- Gelirler birazdan. Şimşekten mi korktun yoksa? .. Yalnız kalınca korkuyor tabi insan. Ben olsam ben de korkardım.
- Seni yalnız bırakmazlar ki.
- Belim ağrımış. Oturayım biraz şurada.
- Oturma ! Orası pistir şimdi.
- Aramamı ister misin kardeşini ?
- İstemem. Keyifleri kaçmasın. Aylece yemeğe gittiler şimdi onlar.
- Sen neden gitmedin ?
- Ben dışarda yemek yemiyorum.
- Ne yalan söyleyeyim, ben de sevmem. Ev yemeği gibisi var mı ?
- O güzel yemek yapamıyordur ki. Yapıyor mu ?
- Yapıyor. Annesinden öğrendi tabi. Kızım çok güzel yemek yapardı.
- O nerde şimdi ?
- Kaybettık. Uzun zaman oldu.
- Başın sağ olsun.
- Sağ ol... İnsan evladından uzun yaşamamalı demişti babaannem... üçüncü oğlunu toprağa verirken. Onla gelene kadar bizde bekle istersen.
- Yok, ben giremem şimdi oraya.
- Ama üşürsün burada böyle.
- Evet. Ben en iyisi eve gideyim. İyi geceler.
- İyi geceler.