Yaşayan en ilginç matematikçiye ne oldu?

“Bugüne kadar yaşamış en büyük matematikçi kimdir?” gibi tartışmaya açık bir soruyu araştırdığınızda karşınıza bazı listeler çıkar. Pisagor vardır mesela o listelerde… Çünkü dünyanın şeklinin düz olmadığını ilk söyleyen kişilerden biridir. Hypatia vardır, hatta onun hikayesini anlatan “Agora” adlı filmden sonra biraz daha ünü artmıştır. Gauss’u okul yıllarından hatırlarız hayal meyal. Ama yine de matematikçiler, fizikçiler kadar ünlü değildir nedense. Nobel ödüllerinde bile en parlak kategori fizikken, matematik diye bir kategori bile yoktur. O yüzden matematiğin Nobel’i olarak görülen bir Fields Madalyası verilme ihtiyacı görülmüştür ama sorarım size kaçınız duydu bu Fields madalyasını? Biz Isaac Newton’ı çok duyarız, Einstein’ı sokaktaki vatandaş bile tanır ama matematikçi George Cantor desem kim bilir?  Ben bunu matematiğin anlaşılması çok zor bir dil olmasına bağlıyorum. Matematik bu evrendeki her şeyden farklı geliyor bana. Bu evreni anlamak için fizikçilerin kullandığı deney ekipmanlarına, astrofizikçilerin koca koca teleskoplarına, teorik fizikçilerin yerin altında kilometrelerce uzanan parçacık çarpıştırıcısı tünellerine, milyon dolarlık laboratuvarlara filan hiç ihtiyaç duymuyor matematikçiler. Sadece bir kağıt ve kalemle, önlerindeki problemleri olabilecek en saf, en net, en pür şekilde çözüyorlar. Biz de öylece bakıyoruz. Bırakın çözümünü, daha soruyu bile anlayamıyoruz.  Matematik öyle bir dil ki, dünyada çok az kişi o dili konuşabiliyor.  İşte Gauss’ların, Pisagorların olduğu bu dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 10 matematikçisi listesindeki isimleri de o yüzden tanımıyoruz. Oysa o kadar ilginç hikayeleri var ki. Bakın bu listedeki 10 kişiden sadece iki kişi hayatta. O iki kişiden biri objektif değerlendirmelere göre yaşayan en dahi matematikçi olarak kabul ediliyor. Gerçekten de öyle ve onun hikayesini de başka bir videoda anlatmak istiyorum. Ama bana göre, yani sübjektif olarak diğeri çok daha ilginç bir matematikçi.  Her ikisi de matematiğin Nobel’i olarak görülen Fields Madalyası’na layık görüldü. Ama o bunu almayı reddetti. Binyıl ya da milenyum problemleri olarak adlandırılan çözülmesi en zor 7 matematik probleminden bugüne kadar sadece biri çözülebildi ve tahmin edebileceğiniz gibi o çözdü. Ama ödül törenine katılan yüzlerce matematikçi arasında bir tek ona ayrılan koltuk boştu. Törene katılmadı ve 1 milyon dolarlık ödülü almayı yine reddetti. Onunla ilgili çekilmiş bir film yok. Rusça hazırlanmış kısa bir yapım dışında herhangi bir belgesel yok. Doğru dürüst bir fotoğrafı bile yok. Hakkında yazılmış tek kitap bu ve onu yazan kişi bile kendisini görememiş. Şu anda yaşayan en büyük iki matematikçiden biri dedim ama yaşayıp yaşamadığından bile emin değiliz.  Peki kim bu matematikçi? En zor problemi nasıl çözdü? Ve sonra neden tüm dünyayla ilişkisini kesti? Yaşayan bu en ilginç matematikçiye ne oldu? Bunlar Milenyum problemleri… 1000 yılın en zor 7 matematik problemi olarak gösteriliyor. Clay Matematik Enstitüsü tarafından her birinin başına 1 milyon dolar ödül kondu. Milenyum için Milyon! Hangisini çözerseniz çözün, bir milyon dolar garanti.  Birch ve Swinnerton-Dyer Sanısı Hodge Sanısı Navier-Stokes Denklemi P vs NP Riemann Hipotezi Yang-Mills Teorisi ve Kütle Problemi Poincaré Sanısı Bırakın çözümlerini bulmayı, bu soruları dahi hayatımız boyunca anlayamayabiliriz. Her bir problem ayrı bir kariyer gerektiriyor. Bazıları için 20-30 yıl çalışanlar var. Yine de çözümü bulmaya ömürleri yetmiyor.  Fermat’ın Son Teoremi olarak bilinen matematik problemini, 1637 yılında ortaya atılmasından 357 yıl sonra çözen Sir Andrew Wiles’ın da dediği gibi: “Bu problemlerin ne zaman çözülebileceğini ya da çözülüp çözülemeyeceğini bilemiyoruz.” Bunun için 5 yıl da bekleyebiliriz 100 yıl da… İşte matematik dünyası 2000’lı yıllara yani yeni milenyuma böyle bir meydan okumayla girdi. Ve sadece bir kişi, bu 7 problemden sadece birinin çözümünü, sadece 2 yıl sonra buldu.  Evet bu kişi Rus matematikçi Grigori Perelman. Ben aklımda daha kolay tutabilmek için ona “Gizemli Grigori” lakabını taktım 🙂 Onun neden gizemli olduğuna geçmeden önce bu videoda çözdüğü problemin neden önemli olduğunu anlamaya çalışalım.  --- Araştıran ve Yazan: Ögetay Kayalı Kurgulayan: Alperen Çatak Düzenleyen ve Sunan: Barış Özcan --- Videonun tüm metni ve kullanılan kaynaklar:
Back to Top